Anı Yaşamak ve Mutlu Olmak İçin 17 Yol


Her an bir hediyedir. Kimse hayatlarının bir sonraki anının onlardan ne zaman alınacağını bilmiyor. Bir sonraki anınız garanti değil, o halde neden bulunduğunuz anın keyfini çıkarmıyorsunuz?

Çevremizde anı yaşamanın öneminden ve bunun farklı şekillerde fayda sağlayacağından bahsedildiğini sık sık duyarız. Her şey kulağa hoş geliyor ama, zihnimiz sürekli geçmişin pişmanlıkları ve geleceğin kaygıları ile meşgulken tam olarak şimdiki zamanda nasıl yaşayabiliriz?

Yoğun programlarımız, bitmek bilmeyen yapılacaklar listemiz ve artan sorumluluklarımızla, neden bu kadar çok insanın stresli ve mutsuz olduğunu anlamak hiç de zor değil.

Olumsuz düşüncelerin çoğu geçmiş ya da gelecek ile bağlantılıdır. Mark Twain’in dediği gibi, “Birçok dert tanıdım ama çoğu hiç olmadı.” Henüz olmamış ve belki de hiç olmayacak bir şey için endişelenmek, gerçekten çok saçma.

Her an bir hediyedir. Kimse hayatlarının bir sonraki anının onlardan ne zaman alınacağını bilmiyor. Bir sonraki anınız garanti değil, o halde neden bulunduğunuz anın keyfini çıkarmıyorsunuz?

Hem zihin hem de beden için sağlığın sırrı, geçmiş için yas tutmak, gelecek için endişelenmek veya sorunları önceden tahmin etmek değil, şimdiki anı akıllıca ve ciddiyetle yaşamaktır.

Geçmişi, bugünü ve geleceği dengelemek


Çoğu zaman, gelecek ya da geçmişle ilgili düşüncelere o kadar saplanırız ki, bırakın şu anda olanlardan zevk almayı, orada olmayı bile başaramayız. Kahvemizi yudumluyor ve “Geçen hafta içtiğim kadar iyi değil” diye şikayet ediyoruz. Bir kurabiye yiyoruz ve “Umarım kurabiyem bitmez” diye düşünüyoruz.

Sağlıklı bir yaşam sürmenin en kritik noktası geçmiş, şimdi ve gelecekle ilgili düşünceleriniz arasında bir denge kurmaktır. Bunlardan herhangi birini çok fazla düşünmek hayatımız üzerinde ciddi olumsuz etkiler yaratabilir, ancak üçünü dengede tutmayı başarabilirseniz sağlıklı ve mutlu bir insan olarak yaşamınıza devam edebilirsiniz.

Geçmişteki başarılarımıza ve hatalarımıza dönüp onlardan ders almasaydık nerede olurduk? Geleceği hiç planlamasaydık veya gelecek için kendimizi hazırlamasaydık nelerle karşılaşırdık?

Kendiniz ve aileniz için planlar yapın. Ev sahibi olmak için para biriktirin. Kendinize ve sevdiklerinize yatırım yapın, hedefler belirleyin ve bunları gerçekleştirin. Yapmanız gereken şey bu. Ama bu planlama arayışında, şu anda nerede olduğunuzu asla unutmayın.

Şimdiki an, zamanın olmadığı tek yerdir. Geçmiş ve gelecek arasındaki noktadır. O her zaman oradadır ve zamanda erişebildiğimiz tek noktadır. Şimdiye kadar olan ve olacak her şey sadece şimdiki anda olabilir. Onun dışında bir şeyin var olması mümkün değildir.

Anı yaşamanın bir formülü var mı?


Çoğumuz düşüncelerimizi bilinçli bir şekilde yönetemiyoruz. Aksine, düşüncelerimiz bizi kontrol ediyor. Zihnimizin ve hayatımızın kontrolünün daha fazla elimizde olduğunu hissetmek için, bu sarmaldan çıkmamız, küçük bir ara vermemiz ve sessizlik içinde kendimizi dinlenmemiz gerekiyor.

Şimdiye odaklanmak zihninizi yeniden başlatır, böylece otomatik olarak değil de mantıklı bir şekilde sorunlara yaklaşabilirsiniz. Öfkeyle saldırmak, korkuyla geri adım atmak veya gelip geçici bir arzuyu akılsızca şımartmak yerine kendinize, “Hissettiğim duygu bu. Nasıl tepki vermeliyim?” deme fırsatınız olur.

Şimdiki anda yaşamak, artık geçmişte olanlar hakkında endişelenmemek ve gelecekte olacaklardan korkmamak demektir. Şu anda olanlardan zevk almak ve bugün için yaşamak demektir. İşte anı yaşamaya başlamanın ve şu anda mutlu olmanın 17 yolu.

Sakin bir zihin, daha net görmenin yanı sıra daha gerçekçi düşünmenize yardımcı olacaktır. Gerçekçi olmayan düşünce, kafa karışıklığı ve kontrolsüz duygularla beslenir. Zihninizi sakinleştirmek, kafa karışıklığını azaltacak ve duygularınızı sakinleştirerek, şimdiki zamanda yaşamanıza izin verecektir.

1. Farkındalık meditasyonu uygulayın


Farkında olmak anı yaşamaktır. Dikkatli olduğunuzda, şu anda neler olduğuna odaklanır ve gerçekle tamamen temas halinde olursunuz.

Farkındalık meditasyonu, bilinci geliştirmenin ve anda yaşamanın temel dayanağıdır. Yapmanız gereken tek şey sessizce oturmak ve nefesinizi takip etmektir. Zihniniz dağıldığında, sadece nefesinize odaklanın.

Rahat bir pozisyon alın. Bu cümleyi kendi kendinize üç kez sessizce tekrarlayın: “Şimdi, içinde bulunduğum anın farkında olma zamanıdır. Geçmişi ve geleceği bıraktım.”

Akciğerlerinizin her nefes alışınızda nasıl genişlediğine ve her nefes verişinizde nasıl daraldığına dikkat edin. Nefesinizin rahat ve doğal olmasına izin verin.

Dikkatinizi duyduğunuz seslere verin. Az önce duyduğunuz veya daha sonra duyabileceğiniz herhangi bir sese değil, yalnızca duymakta olduğunuz sese odaklanın. Sizi etkisi altına almalarına izin verin.

Bedensel hislerinize odaklanın: Sandalyenin kenarından aşağı sarkan kollarınızı, bacaklarınızı, giysilerinizin teninizde hissettirdiklerini veya herhangi bir ağrı veya acıyı anlamaya çalışın.

Bir farkındalık ipucu seçin. Bileğinize bağlı bir ip veya elinizdeki kalem gibi bir farkındalık ipucu, dikkatli olmayı hatırlamanıza yardımcı olabilir. İşareti fark ettiğinizde, çevrenize bakın ve farklılıkları gözlemleyin.

Ayrıca bir fincan çay yapmak veya aynaya bakmak gibi daha dışsal bir şeyi de ipucu olarak kullanabilirsiniz. Bir süre sonra alıştığınız için ipucunu görmemeye başlayabilirsiniz. Bu olursa, ipucunu başka bir şeyle değiştirin.

2.Çevrenizi dikkatle izleyin


Şimdiki anda olmanın bir yolu, yakın çevrenizi daha dikkatli izlemektir. Etrafınızda gerçekten neler olup bittiğini görmek için ne sıklıkla zaman ayırırsınız? En son ne zaman oturdunuz, gözlerinizi kapattınız, derin bir nefes aldınız ve etrafınızda neler olup bittiğine dikkatli bir şekilde baktınız?

Nefese odaklanmak, kendinizi şimdiye yönlendirmek için en çok tercih edilen yöntemdir; nefesin sihirli bir özelliği olduğu için değil, her zaman yanınızda olduğu için.

Bu fırsatı hemen şimdi değerlendirin: Gözlerinizi kapatın ve derin bir nefes alın, sonra açın ve gerçekten bulunduğunuz yere bakın.

Duvarlar nasıl görünüyor?

Peki ya zemin ya da tavan, orada hangi desenleri görebiliyorsunuz?

Bulunduğunuz yerde kaç pencere var?

Çocuğunuzun oynamasını izlemenin, eşinizle karşılıklı kahve içtiğiniz mutlu bir anın, masanın karşısındaki (Facebook’a bakmak yerine) arkadaşınızla sohbet etmenin ve yağmurun kokusunu hissetmenin inanılmaz hazzı var . Çevrenizi daha dikkatli izleyin, bu anların tadını çıkarın ve kucaklayın.

3.Her şeyde iyiyi arayın


Çevremize karşı daha dikkatli ve bilinçli olmakla birlikte, etrafımızdaki her şeyde ve herkeste iyiyi aramak da faydalıdır. Olayları olduğu gibi gözlemlemek başka, etrafımızdaki olumlu şeyleri görmek başka şeydir.

Bazı insanlar anı yaşama düşüncesinin çok saçma olduğunu söyleyebilirler. Mevcut hayatlarının sefil ve problemlerle dolu olduğunu hissedenler, farklı oyalama taktikleri kullanarak hayattan kaçma eğilimine girerler. Siz de böyle mi düşünüyorsunuz?

Ama ister inanın ister inanmayın, hayat acı ve gözyaşıyla dolu olmak zorunda değil. Bu tamamen bakış açınızı değiştirmekle ilgili.

Şimdiki zamanda yaşarken iyi şeyleri bulmaya çalışırsak, daha mutlu hissederiz ve yaşamın bir amacı olduğunu da idrak etmeye başlarız.

Hayatımızı tutkuyla ve anlamlı bir şekilde yaşamamız için bize bir neden verildi; çoğumuzun yapmayı unuttuğu bir şey.

4.Dikkatli bir vücut taraması yapın


Bu basit egzersiz, kendinizi dikkatli bir ruh haline sokmanın ve vücudunuzla temasa geçmenin harika bir yoludur. Bunu sabah yapmak, güne iyi bir başlangıç ​​yapmanıza da yardımcı olabilir.

Geleceğin veya geçmişin hakkında endişe duyduğun zaman, sadece nefes al. Nefesinin ciğerlerine nasıl girip çıktığını hisset.

Ayak parmaklarınızdan başlayarak, vücudunuzun bir bölümüne odaklanın. Odaklandığınız bölge ile ilgili ne hissediyorsunuz, dikkatinizi çeken sıra dışı bir durum var mı? Birkaç dakika sonra vücudunuzun bir başka bölümüne geçin.

Bu egzersiz sadece dikkatinizi ölçmeye yaramaz, aynı zamanda vücudunuzun normalden farklı sinyaller verip vermediğini anlamanıza da yardımcı olur. Her sabah vücudunuzu taramak için sadece birkaç dakika ayırarak normalde fark edemeyeceğiniz bir yaralanma veya hastalığı da tespit edebilirsiniz.

Beş duyumuzdan birini uyaran herhangi bir şey bir düşünceyi tetikler ve bu düşünce bir diğerine, sonra bir diğerine yol açar ve bu böyle devam eder. Yoğun bir hayatınız varsa, tüm aktiviteleriniz zihninizi aşırı uyaracak ve sağlıklı düşünmenizi engelleyecektir.

5.Yaptığınız her şeyin farkında olun


Atalarımız yemek hazırlamak ve sevdikleriyle birlikte vakit geçirmek için saatler harcadı. Birçoğumuz aceleyle veya hareket halindeyken yemek yeriz. Çalışırken veya bir randevudan diğerine giderken kaç kez ayaküstü öylesine öğle yemeği yediniz?

Hayat bir yarış değildir. Yavaşlayın ve yemeğinizin tadını çıkarın. Aynı şekilde, akşam yemeğini ailemizle kaliteli zaman geçirmek için kullanmak yerine, genellikle televizyon karşısında veya akıllı telefonlarımızla ilgilenerek yeriz. Neredeyse bilinçsizce yiyecekleri ağzımıza götürüyoruz ve yediklerimizden gerçekten zevk almıyoruz.

Yemek saatini, vücudumuzu yavaşlatmak ve beslemek için bir fırsat olarak görmeye dönmeliyiz. Dikkatinizi, ağzınıza sokacak bir lokma seçmeye odaklayın. Çiğnerken kokusuna, tadına ve dokusuna dikkat edin.

Yemek nasıl kokuyor?

Tadı nasıl?

Vücudunuz şimdiye kadar yediklerinize nasıl tepki veriyor?

Yemek yerken etraftaki sesler, telefon görüşmeleri, dışarıdan gelen trafik sesleri, arka planda çalan müzik…

Dikkatli bir şekilde yediğinizde, düşüncelerinizi, duygularınızı ve hislerinizi fark edersiniz. Yediğiniz yiyeceklerin görünüşünün, tadının ve kokusunun gerçekten farkında olun.

6.Rutinlerinizi değiştirin


Rutininize çok bağlı olduğunuz için anı yaşayamıyor olabilirsiniz. İşe gitme şeklinizi değiştirmek veya akşam yürüyüşü için farklı bir rota seçmek gibi basit bir şey deneyebilirsiniz. Rutinlerinizden birinde küçük bir değişiklik yapmak, çevrenizden daha fazla haberdar olmanız için yeterli olabilir.

Bu ayrıntılara odaklanmak ve belirli bir aktivite sırasında etrafınızda olup biten her şeyin farkında olmak, hayatınıza daha fazla şimdiki an bilincini getirmeye yardımcı olacaktır.

Anı yaşamayı öğrenmek de günlük rutininizin bir parçası olabilir. Yaptığınız bir şeyin ayrıntılarını kasıtlı olarak fark ederek, farkındalığı günlük rutininize dahil edebilirsiniz.

Günlük aktivitelerinizin görüntüsüne, sesine, kokusuna ve hissine odaklanın. Örneğin, bir dahaki sefere dişlerinizi fırçaladığınızda, diş macununuzun kokusunu, dişlerinize değen fırçanın sesini ve nasıl hissettirdiğini anlamaya çalışın.

7.Günlük hedeflerinizi görselleştirin


Kısa vadede yapmak istediğiniz her şey ile ilgili bir liste oluşturun. Bir göz atın ve gerçekten isteklerinizi yansıttığından emin olun. Bunları yapsaydınız, kendinizi daha huzurlu ve mutlu hisseder miydiniz? Eğer öyleyse, onları takviminize ekleyin ve ilk adımı atın.

Günlük hedeflerinizi belirlediğinizde, her birini gözünüzde canlandırmak için birkaç dakikanızı ayırın. Hedefinizi tamamladığınızı hayal edin, olabildiğince fazla ayrıntı elde edin, böylece gördüklerinizi elinizin altında bir gerçek gibi hissedebilirsiniz.

Örneğin çıkmak istediğiniz bir gezi hakkında düşünmek için biraz zaman ayırın ve manzaraları, sesleri ve dokuları hayal edin. Olumlu ve üretken hayal kurmayı hayatınıza dahil etmek, tedavi edici ve ilham verici olabilir.

Hedef tamamlamanın canlandırmasını uygulamak, yalnızca odaklanmanızı ve farkındalığınızı geliştirmenize yardımcı olmakla kalmaz, aynı zamanda stresinizi azaltır, performansınızı yükseltir ve listenizdeki bütün görevleri başarmak için ihtiyaç duyacağınız ekstra enerji ve motivasyonu sağlar.

8.Molaların kıymetini bilin


Sürekli acele etmek, zihinsel ve fiziksel sağlığınıza zarar verir. Yavaşlamak ve nefes almak için zaman ayırmak çok önemlidir.

Her 25 dakikada bir 5 dakika ara verin. Ayağa kalkın ve eğilin, canınız ne çekiyorsa onu yapın. Vücudunuzu dinleyin ve rahatlamasına izin verin. Bunu gün boyunca uygulamak, size daha fazla enerji verecektir.

Yoğun programınız sırasında günün herhangi bir saatinde küçük bir mola rahat bir nefes almanızı sağlayacak. Sürüş sırasında ayağınızı gazdan çekmek gibi. Kimse fark etmeden alabileceğiniz güzel ve ferahlatıcı bir mola.

Sevdiğiniz bir enstrümantal parça seçin ve koltuğunuza yaslanın. Ardından, şarkının ritmine eşlik etmeye çalışın. Bunda ustalaşırsanız, normal yaşamınızda yavaşlamayı da öğrenebilirsiniz.

Sabah kahvenizi almak için uzun bir kuyrukta beklemeniz gerekiyorsa, bu süreyi çevrenizi gözlemlemek için kullanın. Bunu yaparken, o anda neye minnettar olduğunuzu düşünün.

Bir şeyi beklemek can sıkıcı olabilir, ancak anı yaşamak istiyorsanız, beklemeyi bir fırsat olarak görmeyi öğrenmelisiniz. Bir şeyi beklemeniz gerektiğinde sabırsız olmak yerine, bu zamanı bir mola olarak kabul edin ve kıymetini bilin.

9.Dikkatli bir doğa yürüyüşü yapın


Doğada her şey güneş ışığı ve mevsimlerle birlikte hareket eder. Toplum yapay olarak zamanı sıkıştırır. Doğanın ritimlerine ayak uydurmak bizi çevremizdeki yaşama bağlayacak ve daha enerjik ve üretken hissettirecek.

Yürüyüş, gün boyunca birkaç kez yaptığınız bir aktivitedir. Yürürken genellikle mesajlaşarak veya birini arayarak üretken olduğumuzu düşünürüz, ama gerçekten öyle mi?

Cep telefonu ile ilgilenmek veya zihninizin başka yerlere dağılmasına izin vermek yerine, yürüyüşünüzü neden kendinizi o anda yaşamak ve eldeki göreve odaklanmak için kullanmıyorsunuz?

Dikkatli yürüyüş, dikkatli nefes almaya benzer. Ancak yürüyüş sırasında özellikle beş duyunun hepsini kullandığınızda doğayla da bağ kurabilirsiniz.

Bir çiçek koklayın. Ayak parmaklarınızı suya sokun. Yaprakların hışırtısını veya nehrin sesini dinleyin. Dikkatli bir yürüyüş keyiflidir ve zihninizin sakinleşmesine gerçekten yardımcı olabilir.

10. Tek bir şeye odaklanın


Bulaşık yıkamak gibi düzenli olarak yaptığınız bir aktivite seçin. Tüm dikkatinizi bu aktiviteye odaklayın ve zihninizin dağılmasına izin vermeyin. Sabunlu suyun ellerinize ne hissettirdiğini düşünün.

Ütü yapmak, elbise katlamak, çim biçmek veya duş almak gibi istediğiniz herhangi bir aktiviteyi seçebilirsiniz. Zamanla, tüm bu aktiviteleri daha büyük bir dikkatle yapmaya başlayacaksınız.

Aynı anda birden fazla işle uğraşmak, içinde bulunduğumuz anda yaşamayı zorlaştırır. İlk başta bunaltıcı görünse de, kendinizi tamamen bir göreve adadığınızda ne kadar üretken olduğunuzu fark edeceksiniz.

Her seferinde bir şey üzerinde çalışmak, daha derine inmemizi ve her görevde daha iyi bir iş çıkarmamızı sağlar. Bu şekilde, üretkenliğin üç bileşeni olan zamanımızı, dikkatimizi ve enerjimizi aynı anda birçok şeye yaymamız gerekmez.

Bir seferde yalnızca bir şey yapmak, daha kısa sürede daha fazlasını başarmanın en iyi yollarından biridir. Bir şey üzerinde çalışıyorsanız, tüm dikkatinizi ona verin. Kendinizi başka şeyler düşünürken veya telefonunuzu karıştırırken bulduğunuzda, durun ve yaşadığınız ana geri gelin.

11.Gününüzü dikkatli bir şekilde gözden geçirin


Günün sonunda, o gün için tüm “yapmanız gerekenleri” bitirdikten sonra veya yatmadan hemen önce birkaç dakikanızı ayırarak gününüzü gözden geçirin.

Günün başlangıcını düşünün ve her şeyi başlatan farkındalık egzersizlerini hatırlayın. Size nasıl hissettirdiğini düşünün. Özellikle dikkat çekici anları gözünüzün önüne getirin. Günlük rutininizde ilerlerken ruh halinizi değerlendirin.

Bu uygulamadan daha fazla fayda sağlamak için, bir günlük tutmak ve günün sonunda birkaç dakikanızı ayırarak her şeyi yazmak harika bir fikirdir. Bu sadece dikkatinizi yaşadığınız güne çekmekle kalmayacak, aynı zamanda yaşadığınız günün bir değerlendirmesini yapmanızı sağlayacaktır.

12.Şimdi sahip oldukların için şükret


Şükran iyi bir ilaçtır; stresi hafifletmeye ve pozitif enerji oluşturmaya yardımcı olur ve yeni bir bakış açısı kazandırır. Her gün, sahip olduklarına minnettar olmak için biraz zaman ayırmalısın. Sürekli olarak sahip olmadığınız şeylere odaklanırsanız, şu anda sahip olduklarınızın değerini bilemezsiniz.

Minnettar olmak şimdiki anda yaşamanıza yardımcı olur. Minnettarlık, hayattaki iyi şeyleri hatırlamanıza da yardımcı olabilir. Kim olduğunuzu, şu anda nasıl hissettiğinizi ve sahip olduklarınızın değerini anlamanızı sağlar.

Gün boyunca, minnettar olduğunuz bir şeyi hatırlamak için bir dakikanızı ayırın, hatta düşündüklerinizi yazın. Örneğin, “Çok şükür bugün güneş var” veya “Ailemi çok seviyorum, onlar çok özel hissettiriyorlar” gibi şeyleri yazabilirsiniz.

Olumluya odaklandığınızda, ne kadar küçük olursa olsun, daha olumlu olanları çekersiniz.

13.Her şeyi olduğu gibi kabul edin


Kendinizi sürekli gelecek için endişe ederken buluyorsanız, bilinçsizce kendinizden ve geleceğinizden taviz veriyorsunuz demektir. Bazılarımız kabul etmekten hoşlanmasa da gelecek bizim tamamen kontrol edebileceğimiz bir şey değil.

Elbette buna hazırlanabiliriz ama planımızın istediğimiz gibi gideceğinin garantisi yok. Olabilecekler için endişelenmek veya korkmak yerine, neden onu olgunlukla karşılamayasınız?

Her şeyi olduğu gibi kabul etmeyi öğrendiğimizde, bugüne dair herhangi bir beklenti ya da yargı oluşturmayız. Kendi sınırlamalarımızı ve zayıflıklarımızı kabul etmek de şu anda yaşamanın bir parçasıdır.

Hayatın size sunduklarının tadını çıkarın. Şimdiki anda yaşamaya başlamak istiyorsanız, her şeyin nasıl olması gerektiğini düşünmeyin, onları olduğu gibi kabul edin.

Hoş olmayan bir durumu kabul etmek, gelecek için hedefleriniz olmadığı anlamına gelmez. Bu sadece, bazı şeylerin kontrolünüz dışında olduğunu kabul ettiğiniz anlamına gelir. Sevseniz de sevmeseniz de üzüntü, stres, acı ya da öfke oradadır. Duyguyu olduğu gibi kucaklamak daha iyidir.

Örneğin kaygı hissediyorsanız, bu duyguyu kabul edebilir, onu kaygı olarak etiketleyebilir ve bunun yerine dikkatinizi başka bir şeye yönlendirebilirsiniz. Düşünceler sadece düşüncelerdir. Onlara inanmak ve dediklerini yapmak zorunda değilsin.

14.Affetmeyi seçin


Diyelim ki kız arkadaşınızdan veya erkek arkadaşınızdan yeni ayrıldınız; kalbiniz kırıldı. Bu duygularla savaşmayı deneyebilir, esasen “Bu şekilde hissetmekten nefret ediyorum; bu duyguyu yok etmem gerekiyor” diyebilirsiniz. Ama acıya odaklanarak sadece üzüntüyü arttırırsınız.

Bazen anılar çok canlı ve gerçektir. Geçmişinizde olan şeyleri affetmezseniz, ilerlemeyi ve anda olmayı başaramazsınız.

Şimdiki zamanda yaşamak için, geçmiş acıları nasıl affedeceğinizi de öğrenmeniz gerekir. Bu, özellikle yara oldukça tazeyse, yapılması kolay bir şey değildir.

Geçmişi affetmeye çalışırken biraz zaman ayırmanızda sorun yok. Başkalarının yaptıklarını ve hatta kendinizi affetmeye çalışıyor olsanız da, kendinizi ıstırabın zincirlerinden kurtardığınızı bilin.

Acı çekmeden yaşamaya başlamak isteyip istemediğinize karar vermek sizin elinizde. Affetmek kişisel bir seçim ama geçmişi affetmeyi seçtiğinizde kendinize özgürlük ve daha iyi bir yarın vaat edeceksiniz.

15.Sizi mutlu hissettiren insanlarla vakit geçirin


Ailenizle birlikteyken başka işlerle meşgul olmak yerine, onlara her şeyinizi verin. Sabah yürüyüşüne çıkın veya birlikte akşam yemeği yiyin. Birkaç dakika da olsa her gün ailenizle kaliteli zaman geçirmek için gayret gösterin.

Çevrenizdeki insanlarla bağlantı kurmaya çalışmak, kendinizi daha az yalnız hissetmenizi sağlayacak ve ruh halinizi iyileştirecektir.

Bugün, iletişimimizin büyük bir kısmı sanal ortamda gerçekleşiyor. Ancak gerçekten bağlantı kurmak için yüz yüze etkileşim kurmak önemlidir. Uyanın ve beden dili ve göz temasına odaklanarak yüz yüze iletişiminize daha fazla dikkat edin.

Kendinizi pozitif ve destekleyici insanlarla çevrelemek, mutluluk seviyenizi artıracaktır. Ayrıca, geçmiş veya gelecekteki olaylar üzerinde durmak yerine şu anda neyin önemli olduğuna odaklanmanıza da izin verecektir.

Anı yaşayarak, diğer insanların birlikte olmaktan keyif aldığı kişi olabilirsiniz ve ilişkileri çok daha kolay hale getirirsiniz.

16.Başkaları için iyilik yapın


Rastgele iyilikler yapmak, dikkatinizi yeniden çevrenizde olup bitenlere yönlendirerek anı yaşamanıza yardımcı olabilir. Başkalarına nezaket göstermek için yapabileceğiniz küçük şeyler arayın. Yaptığınız nazik davranışlar, yavaşlamanızı ve çevrenizi fark etmenizi sağlayacaktır.

Örneğin, bir arkadaşına “Elbisene bayıldım! Çok güzel” gibi bir iltifatta bulunabilirsin. Hangi durumda olursanız olun nezaket göstermenin yollarını arayın. Gün boyunca insanlara gülümsemek ve başınızı sallamak gibi basit bir şey bile birinin gününü aydınlatmaya ve şimdiye odaklanmanıza yardımcı olabilir.

Unutmayın başkaları için bir şeyler yapmak uzun vadede kendinize yardım etmenin en iyi yoludur. Hepimiz gelecekte tökezleyeceğiz, hepimiz hata yapacağız. Karşılık beklemeden insanlara yardım ederseniz, en kötü durumunuzda yardım ettiğiniz insanlar sizin için orada olurlar.

17.Sosyal medya ve teknolojiye biraz ara verin


Zamandan ve enerjiden tasarruf etmemize yardımcı olacak teknolojiyi yarattık, ancak sürekli uyarılar, hatırlatıcılar ve bildirimler bizi şimdiki zamanın dışına çıkarıyor.

Sosyal medya çılgınlığının kontrolden çıktığı bir sır değil ve araştırmalar sosyal medya kullanımının depresyona, kaygıya ve sosyal izolasyona yol açabileceğini gösteriyor ve liste uzayıp gidiyor. Bağımlılık yapan davranışlara en az bir ay ara vermenin beynin toparlanmasına yardımcı olabileceğini düşünüyorum.

Teknolojinin hayatınızı ele geçirmesine izin vermemelisiniz, çünkü bu, etrafınızda olup bitenleri fark etmenizi gerçekten engelleyebilir.

Telefonunuzu ulaşamayacağınız bir yere koyun. Önem verdiğiniz ve saygı duyduğunuz insanlarla birlikteyken, sık sık telefona bakmak için hiçbir neden yoktur. Cep telefonu yerine arkadaşlarınıza ve ortama odaklanın.

Sosyal medya kullanımını kısıtlamak için kendinize bir hedef belirleyin, belki sabah bir saat, belki gece bir saat. Hedefinize bağlı kalamadığınızı fark ederseniz, telefonunuza sınırlar koymanıza yardımcı olacak bir uygulama indirin, böylece sosyal medyadan birazcık da olsa uzaklaşmayı denemiş olursunuz.

Facebook az önce arkadaşınızın doğum günü olduğunu mu hatırlattı? Duvarına mutlu yıllar yazmak yerine telefon aç. Emin olun bu eylem arkadaşınız için çok daha anlamlı olacaktır.

Sonuç


İyi fırsatlar çok sık gelmez ve bu yüzden yolumuza biri çıktığında onları almaya hazır olmalıyız. Hayatında bir kez olacak bir fırsatı kaçırmaktan daha üzücü bir şey yoktur.

Geçmişte yaşadığımız sorunlar nedeniyle daha iyi bir geleceği kaçırmamız oldukça ironik. Çözüm, geleceği değiştirmek için şimdiyi kullanmaktır. Anı yaşadığımızda, bir fırsatın ne kadar değerli olduğunun daha çok farkına varırız.

Geçmişte ya da gelecekte yaşamayı seçmek, yalnızca bugünkü zevkinizi değil, aynı zamanda sizi gerçekten yaşamaktan da alıkoyar. Tek önemli an, şimdiki andır.

Seni senden başka hiçbir şey mutlu edemez. Şimdiki zamanda yaşamak, hayatınızda gerçek mutluluğu tezahür ettirmek için uygulayabileceğiniz kesin yöntemlerinden biridir.

Anı yaşamak, artık geçmişte olanlar hakkında pişman olmamak ve gelecekte olacaklardan korkmamak demektir. Her seferinde sadece bir an yaşayabiliyorsan, onu şimdiki zaman yapsan iyi olur.

Gerektiğinde plan yapın, ancak şimdiki anın tadını kaçırma pahasına değil. Eskilerin dediği gibi, hayat kısa, bu yüzden fırsatın varken keyfini çıkar.

Kaynak

E. Ackerman-positivepsychology-How to Live in the Present Moment: 35 Exercises and Tools

Joshua Becker-becomingminimalist-10 Tips to Start Living in the Present Moment

Charles A. Francis-lifehack- How to Start Living in the Moment and Stop Worrying

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski

İletişim Formu